Alerjik Burun

Alerjik burun dediğimiz durum nedir?
Alerjik burun veya tıp dilinde alerjik rinit olarak ifade ettiğimiz durum burun ve
gözlerde kaşıntı, hapşırma nöbetleri, bol sulu burun akıntısı, burun tıkanıklığı ile seyreden
burun içi dokunun enfeksiyon kaynaklı olmayan hastalığıdır. Bunu meydana getiren aslında,
alerjen maddeye karşı kendi vücudumuzun oluşturduğu koruyucu hücrelerdir. Biz buna
immunglobulunler veya antikorlar diyoruz. Alerjik burun mevsimsel veya sürekli olabildiği
gibi bu ikisi dönüşümlü olarak da bulunabilir. Alerjen maddeyle ilk karşılaşma vücudumuzda
bir duyarlılaşmaya neden olur.
Sebep olarak ise pek çok faktör tanımlanmıştır. Bunlar arasında ev tozunda yaşayan
akar dediğimiz canlılar bulunur. Bu canlıların başlıca besin kaynağı kepektir. Yetişkin kişi
günde 1,5 gr kepek döker bu da 1 milyon akarın günlük besin ihtiyacına eşdeğerdedir. İdeal
yaşam ve çoğalma ortamı; karanlık, % 60-80 nem, 10-37 o sıcaklıktır. Evde en çok tekstil
eşyalarında, yatak, perde, koltuklar, halılar, yastık ve tüylü oyuncaklarda bulunurlar.
Bir diğer faktör polenlerdir. Polenler yani çiçek tozları, çiçekli bitkilerin çoğalmasına
aracılık eden protein yapısında maddelerdir. Polen taneleri rüzgar ile çok uzak yerlere kolayca
taşınabilirler. Her yıl belirli mevsimlerde farklı tip bitkiler kendileri için uygun sıcaklık ve
nem oranına sahip mevsimlerde polenlerini çevreye bırakırlar. Örneğin çoğu ağaç polenleri
kış sonu ve ilkbahar başında atmosferde yoğun iken; çayır (çimen) ve tahıl polenleri
ilkbaharda ve yaz mevsimi başında, yabani ot polenleri ise yaz mevsimi sonu ve sonbaharda
daha yoğun olarak bulunurlar. Polen mevsimleri ve yoğunlukları bölgenin bitki örtüsü, o sene
aldığı yağışlar ve sıcaklık gibi hava şartlarına göre ve şehirden şehire farklılık
gösterebilmektedir.
Diğer sebepler mantar sporları, hayvan tüyü ve kepeği, çevre kirliliği olarak
sayılabilir.
Tanıyı hastadan aldığımız öykü ve bazı tanı testleriyle koyabiliyoruz. Hastanın verdiği
öyküde ailede alerjik hastalık bulunması, şikayetlerinin süresi ve bunları oluşturan faktörler
ve diğer alerjik hastalıklar önemlidir. Hastada astım ve ürtiker bulunması ayrıca tanıyı
güçlendiren faktörler arasındadır. Burun tıkanıklığı ve akıntısı şikayetlerini güçlendiren ilaç
kullanımı mutlaka belirtilmelidir. Bunlar arasında tansiyon ilaçları, psikiyatrik ilaçlar
sayılabilir. Tanıda hasta muayenesi, burnun ön kısmını direkt göz ile görerek veya endoskop
denilen aletlerle burun içerisinden bakıyla yapılabilir. Gerekli durumlarda doktorunuz sizden
tomografi talep edebilir. Ayrıca yapılacak olan alerji testleri tanıda oldukça değerldir.

Hastanın devamlı burnunu eliyle yukarı aşağı kaşımasıyla oluşan burun üzerindeki çizgi, göz
altında erguvani mor renk, göz kapaklarında şişlik, gözde kızarıklık, gözyaşında artma, sürekli
hapşırma, bol sulu burun akıntısı ve tıkanıklığı bizi tanıya yaklaştıran belirtilerdendir.
Tanı testleri arasında cilt testleri, provokasyon testleri ve ayrıca kandan bakılan alerji
antikorları, serum testleri, burun salgısında bakılan alerji antikorları bulunmaktadır. Deri testi
için sırt veya ön kol derisini kullanabiliriz. Alerjen solüsyondan bir damla damlatılır ve lanset
dediğimiz ucu hafif sivri bir aletle damlalar üzerinden kanama oluşturmaksızın derinin
yüzeysel kısmına batırılır. Bu acılı bir işlem değildir. Yaklaşık 15-30 dakika sonra her bir test
bölgesinde kızarıklık ve kabarıklık araştırılır. Milimetrik olarak kabarıklığın en büyük
olanının çapı ölçülür ve kontrol ile mukayese edilir. Bu testin doğruluk payı yaklaşık %80’dir.
Bu testin yapılamayacağı durumlar arasında astım, ürtiker, daha önce aynı testle alerjik kriz
öyküsü, kontrolsüz kalp hastalığı, bazı kalp ilacı kullanımı sayılabilir. Alerji ilaçları,
depresyon baskılayıcı ilaçlar test sonucunu etkileyebilir, testten önce doktorunuza mutlaka
belirtmelisiniz.
Burun provokasyon testleri alerjenin burun içine uygulanması ile alerjik semptomların
belirip belirmediğini test etmek amacıyla kısıtlı sayıda hastada gerekli olabilir. Öncesinde
astım durumu mevcutsa mutlaka doktorunuza belirtmelisiniz.
Serumdan bakılan testler tanıyı destekleyicidir. Ancak kandaki alerji değerinin düşük
gelmesi alerji tanısını dışlamaz, yüksek gelmesi bize sadece tanıda yardımcıdır. Serum
testlerinin avantajı yan etkisi ve alerjik kriz riskinin olmaması, ilaç kullanımından
etkilenmemesi, ürtiker gibi deri hastalıklarından etkilenmemesi sayılabilir.
Diğer bir yöntem burun salgısının incelenmesi yöntemidir. Ayrıca burun hava yolu
direnci, hava yolu akımı ve basıncın ölçüldüğü bir başka yöntem de bulunmaktadır. Bu bize
tıkanıklığın nerede olduğu ve sorunun nereden kaynaklı olduğunu gösteren testlerden biridir.
Ayrıca hastadan alınan kanla birçok gıda alerjen testine bakabiliyoruz. Bunlar arasında
yumurta, inek sütü, bal çikolata, kakao, buğday, mısır, un, yulaf, susam, arpa, çavdar, gluten,
meyveler, sebzeler, et, deniz mahsülleri, yer fıstığı, fındık, ceviz, badem vs. sayılabilir.
Tüm bu tetkiklere ek olarak tiroid testleri, hormon testleri ve koku testleri tanıda
gerekli olabilir.
Tedavide yaşam tarzını düzenlemek, ilaç tedavisi, bağışıklık düzenleyici tedaviler ve
cerrahi yer alır. Çevresel kontroller arasında HEPA filtreler, nemlendiren veya nem gideren
cihazlar, negatif iyon üreticisi cihazlar, hava kirliliği ve ev tozu kontrolü, akarisitler(en etkili)
yer alır. Halılar kaldırılmalı, elektrik süpürgesi olarak özel filtreli veya su rezervuarlı modeller
tercih edilmeli, tannik asit ve benzil benzoat içeren kimyasal ajanlar ile temizlik yapılmamalı,

kedi ve köpekler ev içine özellikle yatak odalarına alınmamalı, eve alınıyorsa sık periyodlarla
yıkanmalıdır. Ayrıca erken hayvan sahibi olmak alerjiden koruyucu olabilmektedir. Polen
alerjisinde çim biçme, piknik ve kamplarda kaçınmak, kırsal bölgede yaşıyorsak eve dönüşte
yıkanıp elbise değiştirmek, dışarıdayken güneş gözlüğünün etrafına koruyucu takmak, gece
olmadan yatak odası pencerelerini kapatmak, araba pencerelerini kapalı tutmak ve gerekirse
araba içi hava filtresi takmak, sigara içmemek, taze boya gibi irrite edici kokulardan ve etkisi
olabilecek alerjenlerden kaçınmak önerilir.
İlaç tedavisi mutlaka muayene sonrası doktor kontrolünde kullanılmalıdır. Tedaviler
arasında kortizollü burun spreyleri ve ağızdan alınan ilaç tedavisi yer alır. Kortizollü burun
spreyi kullanımı öncesinde burun içi eğrilik, burun içi perdede delik, burun kanamaları
mutlaka sorgulanmalı ve muayene edilmelidir. Kortizollü spreylerin uzun süreli kullanımında
burun içi perdede delik, burun kanamaları, burun kuruluğu ve tıkanıklığı, katarakt, kemik
erimesi, çocukta büyüme geriliği ve adet düzensizlikleri oluşabilir. Bu spreyler haricinde
başka çeşit burun spreyleri ve alerji hapları da tedavide verilebilir. Alerji haplarından uyku
yapıcı etkisi olmayan, günlük yaşamı etkilemeyenler tercih edilebilir.
Sinüs, burun içi perde ve burun alt yapılarında bir sorun varsa cerrahi gerekebilir.
Amaç hava akımını düzeltmeye, sinüslerin burun içi kaviteye akışını sağlayarak rahatlamayı
sağlamaktır.